Şafak Kızıldere: Öncelikle Serpil Polat şahsında tüm devrim şehitlerini saygı ile anıyoruz. Yarattıkları mücadeleyi devrim ile taçlandırma sözümüzü yeniliyoruz.
THKP-C / MLSPB olarak KBDH’nin ilanını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu ilanın Türkiye’ye yansıması nasıl olacaktır?
Şafak Kızıldere: THKP-C / MLSPB
Öncelikle Serpil Polat şahsında tüm devrim şehitlerini saygı ile anıyoruz. Yarattıkları mücadeleyi devrim ile taçlandırma sözümüzü yeniliyoruz. 2017 yılı yeni bir mücadele yılının başlangıcıdır. Hiç şüphesiz 2017 yılı bir önceki yılların bir sonraki sürecini belirleyecektir. KBDH’nin ilanın mart ayında yapılmış olması şüphesiz bir tesadüf değildir. Çünkü mart ayı faşist saldırılara karşı mücadelenin en yoğun yaşandığı ayların başında geliyor. Bu anlamıyla mart ayı direnişlerin tarihe en büyük imzaları attığı dönemdir.
Tarihsel mücadele döneminde mart ayı özel bir yerde durmaktadır. Bu ayda düğümlenen tarihsel günler de vardır. 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar günü, 12 Mart faşist askeri darbe, 12-14 Mart Gazi ve Ümraniye Katliamı, 16 Mart 1978 İstanbul Üniversitesi Katliamı vardır. Kürt halkının özgürlük mücadelesinde önemli tarihler vardır; 16 Mart Halepçe Katliamı,21 Mart Newroz Bayramı gibi. Yine Türkiye Devrim Hareketi için ve özellikle bizim için tarihi önemde olan 30 Mart 1972 yılında Kızıldere’de şehit düşürülen Mahir Çayan ve yoldaşlarımızın katliamı vardır.
Bugün de faşizm aynı şiddet ile saldırmaktadır. Faşizmin kaynağı aynıdır. Bunun karşısında bizlerin eşit, özgür, insanca yaşam talebi daha da büyümektedir. Emperyalist-kapitalist sistemin bir halkası olan yeni sömürge ülke ve bunun üzerinden şekil almış süreklilik arz etmektedir. Kadının bir cins olarak ezilmesi sömürülen sınıfların ezilmesinin açığa çıkmasıyla başlar. Kapitalist toplumda da en gelişkin halini alır. Bugün ise AKP’nin tüm yasaları, politikaları, gerici ve faşist toplumsal örgütlenmeleri bizlere bir kere daha göstermektedir ki, kadınlara yönelik imha savaşı açılmıştır.
Diğer yandan ise devlet destekli faşist kurumlarda, hapishanelerde, eğitim alanlarında çocuklara tecavüz edilmekte ve tehdit ile edilmektedir. Bu da bize erkek egemen faşizminin yaşamın her alanında korunarak titizlikle kadınlara yöneldiğini gösteriyor. AKP evlerde, işyerlerinde, görünen ve görünmeyen her alanda eril zihniyet olan, kadına yönelik bütün şiddet ve işkencelerin temsiliyeti ve sorumlusudur. Kadın cinsinin kurtuluş mücadelesi toplumsal yapının sınıfsal eşitsizliğinin aşılması, sınıfsal bazda çözülmesiyle ve yaratılacak olan toplumsal yapıda da sosyalizmi yaratarak sonuç alabilir. Biz şunu biliyoruz, kadın kurtulmadan toplum kurtulmaz, özgürlük olmadan da eşitlik sağlanmaz.
Kadınların Birleşik Devrim Hareketi KBDH olarak, toplumda kadına yönelik her türlü saldırıya karşı kadınların meşru yöntemlerini geliştirerek, toplumda kadına yönelik bütün katliamları ve patriarkal devletin bütün faşist politikalarını alt üst edebilmek için kullanabileceğimiz bütün araçları kullanarak, haklı ve meşru savaşımızda öncü olma kararlılığındayız. Tarihin düğüm noktası da buradan geçmektedir. İnsanlığın yaşadığı bu kapitalist barbarlığı ancak kadın öncülüğünde yok edebiliriz. AKP’nin ne sokak infazları, ne tutuklamaları ne de farklı politikaları bizleri mücadelemizden alıkoyamayacaktır. Kadınlar öncülüğünde bir devrim gerçekleşecek ve tarihin akışını değiştiremeyecekler.
Bizlere ‘bölücü’ diyorlar; doğru, haklılar. Çünkü bizler Erdoğan’ın saltanatını bölüp, parçalayıp yerine eşit, özgür, insanca yaşayabileceğimiz kadın öncülüğünde dünya inşa edeceğiz. ‘Zafer devrim, zafer’ şiarıyla mücadele yürüteceğiz. Bizler aslında kaybettiğimiz yerde mücadeleye başlayacağız. Bizler özgürlüğü için zafere ilerleyenleriz. Şunu çok iyi biliyoruz; bugünü yaratmadan geleceği kuramayız.
KBDH olarak tüm kadınları bileşik kadın mücadelesinde örgütlenmeye, bu haklı ve meşru mücadeleyi zaferle taçlandırmaya çağırıyoruz.
6 Mart 2017
THKP-C/MLSPB