THKP-C’nin kurucu kadrosu Ulaş BARDAKÇI

2 2.462
image_pdf

ULAŞ BARDAKÇI KİMDİR?

“Cevap vermediğim kimliğime gelince:

Adım Ulaş Bardakçı. 1947 doğumluyum.

THKP ve THKC’nin bir savaşçısıyım.”

Partimiz THKP-C’nin kutup yıldızı Rasih Ulaş Bardakçı, 1947 yılında Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi’nde dünyaya geldi. Ankara’da yetişen Ulaş Bardakçı Kurtuluş Lisesi’ni bitirdi. 1964 yılında ise ODTÜ Fizik Bölümü’nü kazanarak üniversiteye girdi. Öğrenciliği boyunca anti-emperyalist eylemlerin içerisinde hep O vardı.

Aralık 1970, Türkiye devrim mücadelesinde bir başlangıçtır. 50 yıllık reformist-revizyonist gelenekten kopuştur. Kuruluşunu silahlı mücadele temelinde gerçekleştiren THKP-C,  Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi ileTürkiye devriminin yolunu, rotasını belirlemiştir.

Ulaş Bardakçı Fikir Klüplerinden DEV-GENÇ’e, DEV-GENÇ’ten THKP-C’ye uzanan bu devrimci çıkışı adım adım örgütleyenlerden biridir. Gençlik mücadelesinin içinde yetişir. İlklerdendir. Cesur ve yeteneklidir.

Ulaş Bardakçı ODTÜ’lüdür, FKF’lidir, DEV-GENÇ’lidir. Devrimci gençliğin Anti-emperyalist mücadelesinde devrimci birikiminin ilk adımlarını atar. Vietnam işgalinde işlediği suçlarla bilinen ve “Vietnam kasabı” olarak ün yapmış ABD Büyükelçisi Robert Komer’in  arabasını ateşe veren ve ardından “İki, üç daha fazla Vietnam Ernesto’ya bin selam” sloganını atan  devrimci gençliğin arasında yer alır.

ODTÜ, üniversite gençliğinin devrimci merkezlerinden biridir. Ve ülke genelinde devrimci mücadele durdurulamaz bir ivmeyle yükseliştedir. Her DEV-GENÇ’li gibi o da, Ernesto’ya gerçek bir selam yollamanın arayışındadır. Ayrıca devrimci teori de yetkinleşmeyi amaçlar. Politik askeri mücadeleye dair temel görüşlerini oluşturur. Buna göre “Devrim ancak bir savaş örgütüyle mümkündür” der ve Parti-Cephe’nin kurucuları arasında yer alır. ODTÜ’lü öğrenci lideri Ulaş, Türkiye halklarının kurtuluş savaşının liderlerinden biridir. THKP-C’nin Genel Komite üyesidir.

 “Ve onlar liderdirler, liderler

Devrim savaşında masa başında oturmazlar

Bu savaşta en ön safta savaşırlar…”

Ulaş’ın ilk eylemi 71 baharında Ankara Küçükesat’ta bir bankada gerçekleştirilen kamulaştırma eylemidir. Daha sonra pek çok ABD hedefinin bombalanmasında, 4 Nisan 1971’de Mete Has’ın kaçırılması eyleminde de yine Ulaş vardır.

17 Mayıs 1971 yılında, işgalci Siyonist varlığın (“İsrail”) İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom THKP-C  tarafından kaçırılır. Ulaş, bu eylemin de planlayıcıları ve uygulayıcıları arasındadır. Ulaş, kaçırılma olayından sonra “Amerikancı Bakanlar Kurulu”na adlı bildiriyi Hüseyin Cevahir ile birlikte hazırlayandır. Ulaş, “İsrail” Başkonsolosu Efraim Elrom’u kaçırdıklarında. “Dediğimizi yapmalıyız!”. Bu emperyalizme, siyonizme ve faşizme karşı silahlı devrim cephesinden haykırılan kararlılığın ifadesidir. THKP-C’liler dediklerini yapar. Efraim Elrom’u Filistin ve dünya halkları adına ölümle cezalandırırlar.

28 Mayıs 1971’de tutsak düşer Ulaş. Direnir işkencede. Cevap vermediğim kimliğime gelince. Bu cümleden fazlasını öğrenemez düşman. Şubede iki kez özgürlüğe ulaşmayı denediği için hücreye konulur. Daha hapishaneye getirilirken tüm çevrenin planını kafasına resmetmiştir. THKP-C savaşçısıdır onun bulunduğu her yer bir mevzi, bir savaş alanıdır.

Ulaş tutsakken Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir Maltepe’de düşmanla çatışmaya girerler. Bu çatışmada Cevahir şehit, Mahir ise tutsak düşer ve Selimiye Kışlasına götürülür. Düşman THKP-C önderini tecrit etmek istemektedir. Ulaş, düşmanın politikasına tavırsız kalmaz. Yoldaşının, Mahir Çayan’ın Maltepe hapishanesine getirilmesi için açlık grevi yapılmasını örgütler.

Mahir henüz Maltepe’ye getirilmeden yoldaşları savunmayı hazırlama görevini onun yapmasını isterler. O güne kadar hep “askeri” yanıyla tanınan Ulaş, yoğun bir teorik çalışmaya girer. Bu alanda da en az askeri alandaki kadar yetkin, yetenekli ve azimlidir.

Hazırladıkları savunmada Ulaş, “Her şeyi açık yazdık biz. Emperyalizme ve yerli oligarşiye silah çektiğimizi ilan ettik. Emperyalizme silah çekmiş biz devrimciler, emperyalizmin jandarması iddia makamı tarafından itham ediliyoruz.” Bu sözleri ile emperyalizmin iddia makamı faşizmin mahkemelerini ve savcılarını yargılayıp mahkum etmekle kalmaz, aynı zamanda “THKC ve onun savaşçıları emperyalizme karşı bağımsızlık için silaha sarılma hakkını kullandılar. Savaşçılarının son teki de ölene kadar bu hakkı kullanmaya devam edeceklerdir” vurgusu ile meydan okumuş ve silahlı halk kurtuluş savaşını kararlılıkla sürdüreceklerini faşizmle yönetilen Türkiye mahkemeleri karşısında hazırladığı savunmada netlikle ortaya koymuştur.

Hazırladıkları savunmayı mahkemede kendileri okumaz. Çünkü bundan önce tutsaklıklarına kendi elleriyle son vermişlerdir. Özgürlük tutkusu, Ulaş daha hapishaneye adımını atar atmaz, plan, proje yapmaya dönüşmüştür. THKO’luların başlattığı ve daha sonra THKP-C’lilerle ortaklaştırılan firar çalışması sonucu, 29 Kasım 1971’de Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz, THKO’lu Cihan Alptekin, Ömer Ayna, gerçekleştirdikleri özgürlük eylemiyle savaşın içine koşarlar.

Firar sonrası 19 Şubat 1972 tarihinde İstanbul Arnavutköy’deki Üvez sokakta üstlenme alanına vardıktan kısa bir süre sonra kaldıkları ev düşman tarafından kuşatılır. İşte o anda birkez daha silahlı devrim cephesinin tohumları ekilir tarihin bağrına. Teslim olun çağrısı “Bize ölüm yok! Asıl siz halkın savaşçılarına teslim olun!” sloganları ve silahlarla yanıtlanır.

Ulaş Bardakçı, “Düşenler geride kalmazlar, onlar; emekçi halkın kalbinde, ruhunda ve bilincinde, devrimin önder ve itici sembolleri olarak yaşarlar”. Diyen partimiz THKP-C’nin, kurucu kadrosu, kutup yıldızı ve devrimci çizginin yaratıcıları ON’lardan biridir.

Tek Yol Devrim!

Kurtuluşa Kadar Savaş!

Yolumuz Devrim Yolunda Düşenlerin Yoludur!

image_pdf
You might also like