EFRİN’E SALDIRI SURİYE HALKLARININ DİRENİŞİ İLE KARŞILANACAK

0 7.074
image_pdf

Fotoğraftaki Ramazan Güleken

Efrin’e Saldırı Suriye Halklarının Direnişi İle Karşılanacak

Günlerdir Efrin’e yönelik faşist Türk devleti’nin olası işgal operasyonunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği tartışılıyor. İşgal başlatıldığı takdirde nelerle karşılaşılacağı sonuçlarının neler doguracağı vb.

Emperyalist güç odaklarının Türk devletinin işgal harekatına onay verip vermeyeceği ya da hangi emperyalist gücün bu operasyonu onaylayacagı, Ya da bu işgal operasyonunun kime ne kazandıracağı elbette bütün bu olasılıkları hem devrim hem de karşı devrim güçleri degerlendiriyor.

Zira  biz devrim güçlerini ilgilendiren asıl konu halklarımızın ne kazanacağı? çünkü asıl sorun 35 km genişlikte 55 km uzunlukta avuç içi kadar bir coğrafya parçası değil, aklı başında herkes şu soru ile ilgilenmeli ve cevap vermeli. Bu genişlikte bir yüz ölçüme sahip bir kara parçası için dünyanın emperyalist güçleri başta olmak üzere, Kürt ulusuna düşmanlığı tescilli olan ırkçı ve faşist bir devletin cumhurbaşkanının kendisi ile birlikte bütün bir ülkeyi Türkiye’yi ateşe atmak isteyen şizofren çılgınlığımıdır.

Varsayalım Nato kuklası Türk ordusu Efrin’e yönelik bir saldırı savaşına girişti Türkiye cephesinde devrimci, sosyalist ve demokratik bütün güçler, işçiler ve mekçi halkımız bu savaşın Efrin’le sınırlı kalmayacagını aslolarak Türkiye cephesinde ceryan edeceginin ciddiyeti ile davranmalılar ve buna uygun her türlü örgütlü çabalarını hızlandırmalıdırlar ve derhal harekete geçmelidirler.

Mesele bu kadarcık dar bir alanla sınırlı olsaydı derdik Erdoğan ın gözü dönmüş, bir kaşık suda fırtınalar koparıyor pekde aldırış etmezdik ve Erdoğan’ı kimse ciddiye almazdı zaten. Çünkü Erdoğan dünyanın gündemini bu kadar meşgul edecek çapta ve ağırlıkta biri değil. Erdoğan kendisi ile birlikte Türkiye’yi foseptik çukuruna çevirmiş ve gırtlağına kadar batmış biri. Sorun Erdoğan’ın top koşturduğu dolapdere mevkinde yer alan kasımpaşa sahasını kat kat aşan boyuttadır.

Dünyayı yeniden paylaşmak ve parsellemek isteyen emperyalist Amerika Nato’cu Türk devleti ile Başta Efrin ve Suriye halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının iradesini ve direnişini hiçleştirerek kendi emperyalist çıkarları doğrultusunda ortadoğu coğrafyasını yeniden paylaşmak, Akdeniz hattını ele geçirmek, Wilsoncu prensiplerce Ulusların ve halkların kaderlerini kendi elinde tutmak, kendine bağımlı yeni-sömürgeler elde etmek gibi sinsi bir planını devreye sokmuş durumda.

Bilindiği gibi Amerikan emperyalizmi maşası Türk devleti eliyle ÖSO, El Nusra ve Daiş çetelerini örgütleyerek Suriye ve Kobane’ye saldırmış bu saldırı sonrası ırkçı Erdoğan ” düştü düşecek emevi caminde cuma namazı kılacam” nutukları çekmişti fakat tüccar’ın evde yaptığı hesap çarşıda tutmamıştı. Suriye ve Kobane’nin yurtsever halkları çeteleri sevk ve idare eden Faşist Türk devletinin başbakanına ömrübillah unutamayacağı bir direnişle cevap vermiştir. Bugün ise Afrin’e yönelik bir saldırı sadece yurtsever Kürt ve Suriye halklarının direnişi ile sınırlı kalmamalı bütün ortadoğu halklarının direnişi ile karşılanmalıdır.

Artık Türkiye ortadoğu bataklığından daha beter bir durumda tam bir foseptik çukuruna dönüşmüş vaziyette, en azından ortadoğu bataklığındaki halkların bir iradesi geleceğe dair umudu, örgütlü ve silahlı bir gücü var.

Biz Türkiyeli devrimci ve yurtseverlere düşen görev Nato’cu Türk ordusunun olası bir saldırısına karşı Efrin ve Suriye halklarının cephesinde konumlanmak. Ülkemizde ise; Türkiye Halklarının kurtuluş cephesini örgütlü ve silahlı temelde biraraya getirmek, faşizme karşı olan bütün güçlerin direnişini etkili kılacak bir gücü inşa etmektir. Bunun dışında bir seçenek bugün için faşizme yedeklenmektir.

YAŞASIN HALKLARIN DİRENİŞ VE DEVRİM CEPHESİ

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ

20 Ocak 2018

THKP-C/MLSPB

image_pdf
You might also like